ERKEN DOĞANLARDA DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU


Son 30 yılda erken doğan bebekler giderek artan bir oranla yaşatılabilmekte ve bu sebeple giderek daha fazla erken doğum öyküsü olan çocukla karşılaşılmaktadır. Erken doğanlarda ilerleyen yaşlardaki gelişimsel süreçler, zorluklar, sağlık sorunları ve aileler giderek daha fazla gündeme gelmektedir. Psikiyatrik ve sosyal açıdan bireyin tüm yaşamını etkileyen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB)’nun erken doğum ile ilişkisini araştıran pek çok çalışma bulunmaktadır. Erken doğan çocuklar bilişsel ve davranışsal açıdan değerlendirildiğinde, içeatım ve dışavurum sorunlarıyla birlikte, erken doğanlarda normal doğanlara oranla iki kat daha fazla DEHB geliştiği görülmüştür. Doğum öyküsü incelendiğinde de düşük ağırlıklı erken doğanlarda 2.5/3 kat daha fazla dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu riski görülmektedir.
Çevresel etkenlerin psikopatoloji gelişiminde önemli bir yer tuttuğu erken doğmuş çocuklarda, ailenin sosyo-ekonomik düzeyi koruyucu bir çevresel etken olarak gözükmektedir. Yüksek sosyo-ekonomik düzeye sahip ailelerin erken doğan çocuklarının DEHB’ye sahip olma oranındaki azlık, doğum sonrası iyi bakımın koruyucu bir etken olabileceğini düşündürmektedir.
Her yıl ülkemizde ve tüm dünyada erken doğumların artması ve ölüm oranlarının azalmasıyla; kliniklerde karşılaşılan erken doğmuş çocukların sayısı giderek artmıştır. DEHB’nin fark edilmesi ve psikososyal müdahalelerin olabildiğince erken yapılması, okul döneminde yaşanabilecek olası akademik, sosyal ve ailesel sorunların önlenmesi açısından oldukça önemlidir. DEHB etiyolojisinde bir risk olarak görülen erken doğumun; çocukların izlenmesi, erken teşhis ve müdahale açısından göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Tuna Çak H., Gökler B. , (2013). ‘’Erken doğan çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivie bozukluğu ve ilişkili doğum öncesi risk etkenleri’’ , DergiPark , Cilt:48, Sayı:4, 315-322.